16 Mart 2017 Perşembe

Hiç

Karanlığın hükmünde, sessizliğin eşliğinde, yalnızlığın diyarından, tüm hayallerimin bittiği andan selamlıyorum. Bir gece daha müziğin verdiği anlamsız duygular ile savaşıyorum. Umutlarım ile yüzleşiyorum. İmkansızın eşiğindeki geleceğime bakıyorum. Hiç yaşanmamış hikayemi hiç anlatmamayı umuyorum. Dinlemeye hazır olduğunuzu var sayıyorum. Uyarmam gerekiyor. Bütün hayeller bu cümleler ile son bulduğunu bildiriyorum.

Tüm hayatım tek bir cümle ile özetlenebilecek kadar basit, yüklerim tek bir insanın kaldıramayacağı kadar ağır. Haykırışlarım hep sessiz vede yetersiz. Gücümün kalmadığı andan bahsediyorum. O kadar iğrenç bir an ki kelimeler kifayetsiz yada doğru kelimeyi bulmak yaşamanın kendisi kadar zor. Bir köprüden yere düşen su damlası kadar manasız bir hayatı önünüze sunuyorum.

Omuzlarım ağrıyor. Düşüncelerim bedenime fazlasıyla ağır geliyor. Hiç bir çıkar yolunun olmadığı, çözülmesi imkansız vede manasız dert denmeyecek kadar karmaşık söz etmeye değmeyecek kadar anlamsız halimden bahsetmek istiyorum. Rengi solan dünyada çürümüş bir bedene sahibim. Yaşamak için yaşayanların gezdiği hayatta, ölmeyi bekleyen bir acizim. Her bir duvar köşesi sığınak olamaya yeterli benim için. Sadece nefes alarak yaşanabilecek dünyada düşünmeyi seçiyorum. Dilden dile gezen güzel günler gelmeyecek Güzel günden ne kastediyorlar ki zaten. Anlamsız. Hiç olmayacak. Hiç olmadı da. Tüm hayat yalanlar üzerine kurulmuş. Yalan. Yalan. Yalan. Tüm doğru bildiklerimiz birer yalandan ibaret. Kocaman bir çöplükten ibaret şu hayat, tüm çöplerin çürümesine bekleyecek kadar ağırdan alıyor işleri. Çürümeyi bekleyen bir hayattan ibaretim. Yaşamaya değecek bir bedene sahip değilim. Şu manasız dünyadaki en gereksiz varlığın ta kendisiyim. Bırakın yararı zararım bile dokunmadığı şu hayatta var olma çabası içindeyim. Vazgeçtim. Sıfır sayısı bile değilim. Beraberinde gelen diğer sayılar ile anlam bulan bir sayı bile değilim. Hiçliğin tanımı yapılması gerekse, benim. İşte bundan bahsetmek istiyorum. Hiç okunmayacak bu yazı, hiç anlatılmayacak bir hikayeyi barındırıyor.  Hiçliğin yapısı gereği var oluyorum. Yokluğun yapısı gereği yok oluyorum. Tüm hayallerime vede umutlarıma veda ediyorum. Boynuma bağlanan ipi kabul ediyor ve sessizliğe saygımdan dolayı susmayı seçiyorum.

2 Mart 2017 Perşembe

Korkuyorum

Kimsenin görmediği, yalnızlığımla yaşadığım sessiz dünyamdan, tüm sesimle selamlıyorum. Ateşin sönmesine rağmen sıcaklığını kaybetmeyen sigaramın dumanı soru sormamı istiyor. Kulaklarım seslere kapalı sözcükler kalbime ulaşmıyor. Cevabını bildiğimi sandığım soruyu duymadan cevaplayamıyorum. Unutulmuş bir sözcük, hiç söylenmemiş bir cümlede karşımda duruyor. Ne soruyor acaba? Cevaplamaya değecek bir soru olduğunu düşünmüyorum. Bir duman ne sorabilir ki? Korkuyorum. O kadar çok zaman geçirdik ki aslında, beni çok iyi tanıdığını biliyorum. Bana öfkelendiğini her çekişimde ciğerlerimde hissediyorum. Aslında soruya değer biçmiyorum. Kendime soruyorum. Cevaplamaya değer miyim? Kelimelerim ne kadar önem verir ki sorulan sorunun değerine? Bilemiyorum.
Hiç bir sesin olmadığı dünyamda piyano sesleri duyuyorum. Ardından hafif bir keman. Bir üflemeli de var. Bulamıyorum. Hiç duymadığım bir şarkıyı dinleyerek geçiriyorum gecemi. Önce üflemeliler susuyor. Nefes almanın güç olduğu dünyamda üflemelinin yerini olmadığını bilmeliydim. Ne kadar da acı verici. Mutlu edebileceğini düşündüğüm bir ses yok oldu. Durun! Benim dünyamda ses yok! Korkuyorum. Piyano ve keman devam ediyor dinlemeliyim. Susuyorum. Durun! Benim dünyamda ses yok! Hiç konuşmamıştım ki nasıl susabilirim? Bilmiyorum. Korkuyorum... Keman ve piyano durmuyorlar. Hiç bir sesin olmadığı bu dünyada nasıl var olabiliyorlar? Bir nefes daha çekiyorum gecenin karanlığında süzülürken dumanlar. Hala bana kızgın hissediyorum. Ciğerlerim acıyor. Korkuyorum. Halen anlam veremiyorum. Hiç bir sesin olmadığı bu dünyada, hiç bestelenmemiş bir şarkıyı nasıl dinleyebiliyorum? Karşımda bir ayna var. Şaşırıyorum ve kahkaha atıyorum. Ses yok! Ne kadarda korkunç gözüküyorum?! Keman susuyor. Bilmeliydim! Piyano susuyor. Hiç dinlemeleliydim! Korkuyorum. Hepsi bir hayal miydi? Hiç bir sesin olmadığı bu dünyada, notalar yeterince saçmaydı aslında. Son bir nefes daha çekiyorum. Duymasamda dumanın söyledikleri kalbime vuruyor ciğerlerimden geçerek. Evet, şimdi anlıyorum. Haklısın. Ölüyorum!...